Hepatoselüler adenoma veya Hepatik Adenom (HCA) karaciğer tümörleri (KT) içerisinde 3ncü sıklıkla olan ve kanama ile kanserleşme potansiyeli bulunan bir hastalık türüdür. Görülme sıklığı 100000 de 4 olarak bildirilir. Birden fazla da görülebilir. İsmi ademotozis olur. Genç ve doğurganlık çağında olan kadınlarda sık görülür. ayrıca steroid kullanımı, önemlisi doğum kontrol hapı kullananlarda ve şişmanolanlar ile demir eksikliği veya talassemi denilen kalıtılan bir hastalığı olan kadınlarda daha sıktır. erkeklerde ise steroid kullanımı bir risk faktörüdür.
Bilinen, klasik görüntüleme yöntemleri ile tanı konulması zordur. Bilgisayarlı tomografi (ama multifazik uygulanmalıdır) ve ya özel bir ilaç ile kontrastlanmış magnetik rezonans görüntüleme (MRG) uygun tanı yöntemleridir. Karaciğer içerisinde bulunan bazı hastalık halleriyle (ör: fokal nodüler hiperplazi)ayırımı da kolay değildir. arteryel kanlanma paterni ve lezyonda yağ ile hemorajinin gösterilmesi tanı için kuvvetlendiricidir. Nükleer tıp tetkikleri ile de tanı konulması kolaylaşmıştır.
Bunlar ile olmaz ise yada tanı şüphesi hala var ise biyopsi tanı koymada diğer önemli bir adımdır.
Kontrast verilerek güçlendirilmiş olarak yapılan ultrasonografi de tanı koymada ve sınıflamanın yapılmasında oldukça etkilidir.
Karaciğerde kitle meydana getiren adenomların radyolojik olarrak tespit edildikten sonra ne yapılacağı yada nasıl tanıya ulaşmak maksadıyla davranılacağı bir sıralı açıklama gerektirmektedir. Bunlar;
- Düşük riskli kimselerde 1 cm den küçük lezyonlar için ileri bir tetkik gerekmemektedir 8lezyonda kötü karakteristikler görülmedi ise...)
- Tesadüfi olarak bulunan ve 1 cm den de büyük olsa bile iyi huylu özellikleri olan kitleler (hemanjiomamlar, yag tabakası korunmuş kitleler, ilaç tutmayanlar, keskin sınırları olanlar , içeriği homojen olanlar vs..) için de ileri tetkike ihtiyaç bulunmamaktadır.
- Tesadüfen bulunana kitle(ler) 1 cm den büyük ve fakat yukarıdaki özelliklerden daha kötü karakteristikleri taşıyorlar ise mutlaka ileri tetkik hatta biyopsi yapılmalıdır.
- Bulunan kitlenin görüntüleme filmlerinde verilen ilaç ile hızla dolması ve budurumun değerlendirilmesi de mutleke kişinin risk kategorisi dikkate alınarak mutlaka yapılmalıdır.
- Yukarıda bildirilen iyi özelliklerin bir kaçını taşısa da kötü karakteristiği olan her kitle mutlaka ileri tetkik ile araştırılmalıdır.
HCA'nın 3 farklı alt tipi bulunmaktadır.
1. Enfektif/telenjiektazik alt tip
Bu alt tip HCA ların %40-55'ini oluşturmaktadır. en sıklıkla kanama riski bildirilmiştir. Fakat kansere dönme riski daha azdır. tanısında bazı biyokimyasal belirteçler yüksek olrak (CRP gibi..) bulunur. Biyopsi alındığında da histolojisinde apseleşme öncesi hücre kümeleşmelri belirgindir.
2. Steatoik/mutasyon içeren alt tip.
Bu alt tip %35-50 sıklıkla bulunur. Kansere dönme riski taşımamaktadır. ailesel polipozis ile giden hastalıklar da daha sık olarak karşımıza çıkar.
3. Beta-Catenin aktivasyonu gösteren tip.
Bu alt tip ise %10-18 arasında sıklıktadır. hem erkek hem de kadınlarda görülür. Kanserleşme riski taşımaktadır. Sıklıkla androjen tedavisi alanlarda veya kbir tür karaciğer hastalığı olanlarda (glukojen depo hastalığı) daha sıktır. Hemen daime ismi ile müsemma protienin biyopsilerde görülmesi ile tanınır.
HCA'un kansere dönme olasılığı ortalama olarak %4-8 arasındadır. Kişinin HCA tespit edildikten sonra oral doğum kontrol haplarını veya aldığı steroid tedavisini (anabolizan) kesmesi var olan kitlenin küçülmesine neden olacaktır. Fakat kanserleşme riskinde azalma olmaz!
Diğer önemli kötü etki ise kanamadır. bu durum ortalama olarak %10 oranında görülür ve sıklıkla uzun süre ilaç tedavisi alanalrda ve tümör çapı 4 cm den daha büyük olanlarda daha sıktır. Klinikte hasta karşımıza sıklıkla ciddi karın ağrısı ve hatta kan kaybı ile meydana gelen bir tür şok tanlosu içerisinde görülür. Ölüm olanlar sıklıkla yukarıda bildilen tedavi sürerken yeni kesmiş genç erkekler ve sıklıkla kalın barsaklarında bir çok polipler olan hastalığı bulunan ve bir çeşit anemi hastası olanlardır.
Bu hastalık görece olarak kanama ve kanserleşme riskini az olarak taşıdığı için tam olarak cerrahi ile çıkarılabilirler.
Bazı hastalar dışarıdan radyofrekans dalgaları veren bir tedavi içinde kitlelerin yok edilmesi amacıyla uygulanabilir. bu tedavi yöntemi daha az risklidir(cerrahi tedaviye göre...).
1- Herhangi bir hastanede bilgisayarlı tomografi (BT) çektirmek ile tanısı tam olarak konulabilir mi?
Çekim ilaçla yapılmalı ve BT cihazı biraz özellikli olmalıdır. ilaç mutlaka verilmeli ve bir süre beklenerek çeşitli filmler alınmalıdır. Görünüm karaciğerde yağlanma var ise farklılık içerecektir (yağlanma görülmeyen karaciğerde olandan...). Kitlenin içerisinde kanmanın görülmesi ise vakaların %40'ında bulunmaktadır. Fakat yine de bunun ile tam olarak tanı konulamaz. ancak şüphe çeşitlendirilebilir.
2- MRG yapıldığında bu sefer net tanı koymak mümkün müdür?
Bunu da tam olarak söylemek imkanı zordur. fakat belirli veriler değerlendirilir. Özellikle iki farklı fazda filmler veren MRG tetkiki yağ, kanama ve diğer özelliklere (heterojenite-homojenite vs.) göre fazlar arasında farklı görüntüler vermektedir. Fakat karaciğer kanserine ait bir kitle de bu tür özellikleri içinde barındırabilir. bu neden ile karıştırılması ihtimali vardır. İleri bir adım olarak ta MRG özel bir ilaç verilerek te tekrarlanmalıdır (aynı safhada...) bu kez ayırım biraz daha netleşebilecektir.
3- Karmaşıklık sonunda esas tanı nasıl konulabilir?
Karaciğerdeki bulunan kitlelerin genel olarak neler olabileceği düşünülerek hastaların kliniği de dikkate alınmalıdır. Dahası hastaların aldığı tedaviler, taşıdıkları kalıtsal hastalıklar, yada tanısı konulmuş diğer bir tümör olma durumu ve yaşı vs. gibi bir çok hasta özelliği de dikkate alınmalı ve bu kitlelerin özellikleri ile karşılaştırılmalıdır. Ve fakat karaciğerdeki herhangi bir kitlenin tanısının konulması için iki farklı görüntüleme yöntemi yanında bazı kan testleri (tümör belirteçleri vs) de gereklilik olarak bilinmelidir.
4. Ultrasonografinin (USG) HCA tanısında rolü nedir?
İster gri skalada olsun ister de renkli skalada olsun USG'nin HCA tanısını koymada yetkinliği oldukça düşüktür. Özel bir tür çalışma yapılmalıdır.
5. Nükleer tıp tetkikleri ile HCA tanısının konulması kolay mıdır?
Aslında bu sorunun cevabı USG ve olağan olarak çekilmiş MRG tetkikleri ile karşılaştırılınca olumludur. Fakat farklı ilaçlar ve yaklaşımlar uygulanması gereklidir. karaciğerdeki görülen kitleler ancak böyle birbirinden ayrılabilirler.
6- Pozitron Emisyon Tomografi (PET) tanı için kullanılmalı mıdır?
Faydası olabilir.
7- Tanı koyma sırasında Anjiografi faydalı mıdır?
Bu uygulanan tetkikin tanı koymada bir katkısı yoktur.
Sezai Demirbas, Prof. Dr.
Söğütözü, Yaşam Caddesi No:5, Yenimahalle/Ankara, Türkiye
Telif Hakkı © 2022 Prof. Dr. Sezaidemirbas - Tüm Hakları Saklıdır. '
GoDaddy Destekli
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.