Mide de yada tutulum yerine göre, duedonumda, ince barsaklar da yada rektumda, ayrıca mediastende, akciğer parankiminde pankreasta görülen kitlevi bir (nodüler) lezyondur. fonksiyonel ise bazı hormon salınmları meydana gelebilir. Ama non-fonksiyonel ise hormon salınımı görülmez ve kitle etkisi ile belirtilerini verir.
Yukarıda bildirilen organ ve dokularda yerleşmiş nöroendokrin tümör (NET) için tanı koymak önemli bir adımdır. Bu nedenle NCCN tarafından aşağıdaki tetkiklerin yaptırılması önerilir;
1. Kolonoskopi
2.Somatostatin reseptör sintigrafisi (SRS)
3. BT enterografi veya kapsül endoskopi
4. Akciğer tomografisi
5. Klinik olarak var ise biyokimyasal hormon analizi yapılmalıdır.
6. Bu kitle eğer rektumda yerleşmiş ise rektal MR ve beraberinde Endoanal ultrasonografi (EAUS) yapılmalıdır.
7. Bu kitle eğer midede yerleşmiş ise tanı için, özafagoduedonoskopi (gastroskopi), mide biyopsisi, serum gastrin düzeyi, mide pH sı ölçümü de yapılmalıdır.
8. Bronkopulmoner sistem yerleşimli ise, SRS, Bronkoskopi, biyokimyasal hormon tetkikleri,ve diğer biyokimyasal tetkikler yapılmalıdır.
9. kitlr eğer Timus ile alakalı ise bu kez de SRS, broknkoskop,biyokimyasal hormon tetkikleri ile diğer biyokimyasal tetkikler yapılmalıdır.
10. PET-BT ise ameliyat edilebilecek kişilerde uygun olarak yapılmalıdır.
Tümörün sınıflaması,
Farklı kanser hastalığı değerlendirme ve evreleme teşki,latlarının yayınlarına göre ortak olarak tümörün büyüklüğü, içerdiği mitoz sayısı, nekroz olup olmaması ve bazı önemli glikoprotein yapıdaki markerlerin (Ki 67, somatostatin reseptörü vs...) varlık yüzdesi hastalığın gidiş şiddetini belirleyen ana unsurlardır. bunlar hem hasta kliniğinden hem de yapılan biyopsi ve/veya ameliyat piyesi patoloji raporundan elde olunabilir. böylece evreleme işlemi de yapılarak hastanın nasıl bir tedavi ve takibe duçar olacağına karar verilebilir.
Tedavi.
Örneğin, Mide NET teşhisi konulduğundan,
a. Klinik olarak hipergastrineminin ve belirtilerinin olup olmadığı tam anlaşılmalıdır. gastrin düzeyi yüksek ve mide biyopsisinde atrofik gastrit ve/veya pernisiöz anemi olan kişilerde Endoskopik tümörün tam olarak çıkarılması ve her 2-3 yılda bir endoskopik takip yapılmalıdır. Eğer gastrin düzeyi yüksek kimselerde böyle bir tümör tespit edilir se bu kez de cerrahi ile primemr tümör çıkarılmalıdır. eğer çıkarılamıyor ise bu defa midede asiditenin yıkıcı tahribini önlemek amacıyla reseptöe etkisini önleyici ve ilaç tedavisi mutlaka yapılmalıdır. Midede hormonal bir fonksiyonel bozukluk yok ise bu kez tümöre tam olarak (Ör. midenin yarısı çıkarılarak) lenf nodları ile birlikte cerrahi yapılmalıdır. Tümör çok küçük ise bu işlem endoskopik olarak minimal invaziv yöntemle de gerçekleştirilebilir.
Sezai Demirbas, Prof. Dr.
Söğütözü, Yaşam Caddesi No:5, Yenimahalle/Ankara, Türkiye
Telif Hakkı © 2022 Prof. Dr. Sezaidemirbas - Tüm Hakları Saklıdır. '
GoDaddy Destekli
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.